Angela Andrews oldukça zor bir çocukluk dönemi geçirdi, sosyal olarak uyum sağlayamıyor derslerinde başarı gösteremiyordu. Okulda farklı davranışlarından dolayı zorbalığa uğramış, hatta iyi notlar aldığında öğretmeni tarafından kopya çekmekle suçlanmıştı. Ailesi Angela’nın otizm spektrumunda olduğunu kabul etmek istemiyor ve onu “normal” davranmaya zorluyordu. Angela 21 yaşına geldiğinde geçirdiği depresyondan dolayı hayatına son vermeyi bile düşünmüştü. Otizm spektrumunda olduğunu da bu zamanlarda öğrenmişti.

27 yaşında, otizmli olduğunu kabul etmek Angela’ya geçici çözümler aramamasını ve belli davranışlarını nasıl yöneteceğini öğrenmesini sağlamıştı. 31 yaşına geldiğinde eşinin de cesaretlendirmesiyle yeniden üniversiteye başladı, veri analizi alanında uzmanlaştı ve yüksek lisansını da başarıyla tamamladı. Artık ona yaşamı boyunca söylendiği gibi başarısız ya da değersiz olmadığını pek çok alanda harika işler başarabileceğini farketmişti. O sadece farklıydı.

Angela, dünyaca bilinen başarılı bir şirkette veri analisti olarak çalışıyor. Oldukça dikkat isteyen ve birçok kişiye sıkıcı gelebilecek bu işte Angela oldukça başarılı, birçok karmaşık projenin üstesinden başarıyla geliyor ve şirketteki diğer departmanları da eğitiyor. Angela aynı zamanda otizm spektrumunda bulunanlara eşit muamele ve istihdamı teşvik etmeye ve diğerlerini otizmin olumlu yönlerine ve nöroçeşitliliğin faydalarına odaklanmaya teşvik etmeye odaklan bir grubun da kurucusu. Yaptığı konuşmalarla hem yaşam hikayesini anlatıyor hem de farkındalık oluşturmaya, kendisi gibi olan bireylere ilham olmaya devam ediyor.